Doğumun yaşanmasından sonra geçen 4 hafta içerisinde, anne doğum sonrası depresyon ile karşılaşabilir. Melankoli durumundan daha farklı bir durum olan bu dönem her kadında farklı bir şekilde sürebilir.
Doğumun gerçekleşmesinin ardından ani gelişen hormonsal değişimlerin annenin bu durumu yaşamasında etkili olduğu düşünülmektedir. Ancak yine de kesin ve net bilgilere dayanılmamaktadır. Ancak annenin yaşadığı psikolojik stres hali bebeğine karşı geliştirdiği aşırı büyük sorumluluk duygusu bu durumun yaşanmasında tetikleyicidir. Özellikle istemeden yapılan doğumlarda ve annenin kendini kısıtlanmış hissetmesi duyguları bunda etkili olabilir. Yine kadının eşiyle olan anlaşmazlıkları bebek konusunda kendini yalnız hissetmesi, ekonomik problemler yaşaması ciddi anlamda tetikleyicidir. İlk kez anne olan kadınlar, eşinden ayrı olan kadınlar bu depresyon sürecinde yüksek riskli gruba girmektedirler. Yine eğer anne daha önceki doğumunda da depresyon yaşamışsa bunda da yaşama riski yüksek olacaktır.
Evlilikte Eşler Arası İletişim hakkındaki yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Doğum Sonrası Depresyondan Kurtulmanın Yolları
Gebelik sonrası depresyon ile başa çıkmak için öncelikle içinde bulunulan gerçekliğin farkına varılmalıdır. Hayatın hem iyi hem de sıkıntılı olan dönemlerinin olabileceği kabul edilmelidir. Alınabilecek basit önlemler ve yaşam değişiklikleri ile sorun karmaşık bir hal almadan çözülebilir.
Doğum sonrası depresyona karşı şu önlemler alınabilir:
1- Yakınlarınızdan ve aile bireylerinden kendinize yakın hissettiğiniz kişilerden destek isteyin.
2- Günlük egzersiz ve spor yapın, hareketsizlikten uzak durun.
3- Alkol ve kafeinli içecekler tüketmeyin.
4- Beslenme uzmanından uygun diyet programı için yardım alın.
5- Doğum sonrası eve gelen ziyaretçi sayısını sınırlandırın.
6- Telefon görüşmelerinizi kısıtlı sürede tutun.
7- Bebeğinizle daha yakından ilgilenin ve o uyuduğunda siz de uyumaya çalışın.
8- Gerekli durumlarda bir uzman desteği almaktan çekinmeyin.
Doğum sonrası babalar da depresyona girebiliyor!
Baba adaylarının ve yeni babaların depresyona girme olasılıklarıyla ilgili 43 ülkenin katılımıyla uluslararası yapılan araştırmada annelerin yüzde 10-30'u depresyona giriyor. 28 bin kadın ve erkeğin katıldığı bu araştırma sonuçlarına göre, doğum öncesi ve sonrasında depresyona giren kadının, bebeği ve aileyi olumsuz yönde etkilediği belirtilirken, her 10 erkekten birinin de doğuma bağlı olarak depresyona girdiği bildirildi.
Doğumdan Sonra Eşler Arası İletişim Neden Azalır?
Genellikle erkeklerin depresyonu, kadının depresyonuyla ilişkilendirilmektedir. Hamilelik sürecinde değişmeye başlayan ilişkiler, kadının bedeninde meydana gelen fizyolojik, hormonal farklılıklar ve buna bağlı olarak duygusal dalgalanmalar babaları yakından ilgilendirir. Erkek, baba olmaya duygusal ve sosyal olarak hazır değilse çocuk sahibi olmakla ilgili kaygıları, maddi sıkıntıları varsa eşinden yavaşça uzaklaşmaya başlıyor, karı-koca arasında iletişim azalıyor.
Doğumundan Sonra Eşini İhmal Etmek İstemeyen Kadınlara Tavsiyeler
- Anneler çocuk bakımı konusunda eşinden destek almayı ihmal etmemelidir. Eşini çocuk bakımına ortak ederek yükünü hafifletmeli ve evliliğinde meydana gelebilecek olumsuzlukları bertaraf etmelidir. Mesela, anne çocuğun altını değiştirirken baba mamayı hazırlamaya yardımcı olabilir veya çocuğun elbiselerini eşler beraber giydirebilirler.
- Anneler çocuğu ile yaşadığı güzel anlara eşini ortak etmeye özen göstermelidir. İlerleyen yıllarda erkeğin ilgili bir baba olmasında bebeklikte yaptıklarının etkisi önemli bir role sahiptir. Çocuğuyla hoş bebeklik anısına sahip bir baba, evladı kaç yaşına gelirse gelsin onunla daha çok ilgilenme eğilimi hisseder. Öte yandan çocuklar öz bakımları konusunda kendileri ile ilgilenmiş yetişkinlere daha kuvvetli duygularla bağlanırlar. Anne ya da baba çocuğun bakımından uzaklaştıkça çocuktan duygusal anlamda puan kaybedecektir.
- Bir kadın olarak eşinizi uğurlamayı ve akşamları kapıda karşılamalıyı ihmal etmemeli ve 15-20 dakika eşiniz ile güzel konularda sohbet etmeye özen göstermelisiniz.
- Eşler, özellikle ev işleri ve çocuk bakımı dışında eşi ile geçireceği hoş ortamlar oluşturmayı hedeflemelidir.
- Eşinizin çocuğu ile ilgilenirken yaptığı hatalar hoş görülmelidir. Anne eşini yaptığı hatalardan dolayı suçlamamalı onu çocuk bakımı konusunda desteklemelidir.
- Evlilikte fiziksel teması her dönemde dengeli tutulmaya çalışılmalı. Sağlık problemi oluşmuşsa derhal tedavi yoluna gidilmeli. Unutulmaması gereken önemli bir nokta da evlilikte fizikselliğin, duygusal bağları da besleyen önemli bir unsur olduğudur.
- Eşler evlilikte gücün “birliktelikten” kaynaklandığını unutmamalı. Her konuda eşlerin birbirlerinin desteğini alması ve paylaşım alanlarını artırması önemlidir.
- Hanımlar tamamen eve kapanmamalıdır. Çevresi ile, komşuları ve akrabaları ile ilişkisini devam ettirmelidir.
Evliliği ayakta tutan sevgi, saygı ve hoşgörüdür. Eşler, ebeveyn olarak çocuğuna gösterdiği sevgi, ilgi ve hoşgörüyü hayat arkadaşına da göstermeyi ihmal etmemelidir. Anne-baba ve çocuktan oluşan sevgi üçgeninin her köşesi doldurulmalıdır. Zira bu sağlıklı, sıcak bir yuvanın vazgeçilmezidir.
Çocuğunuzu büyütürken ailenizdeki sevgiyi de büyütmeyi ihmal etmeyin.
Sağlıkla kalın.