Mutlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Eşler arası iletişim, mutlu bir evlilik için ön koşuldur. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün.
Ailenin sağlıklı olabilmesi için eşlerin tek tek ruh sağlığının, iç huzurunun yerinde olması gereklidir. Peki eşler arası iletişim nasıl olmalı?
Yeni evlenen bir çift, evliliğe adım atarken evlilik ve aile yaşantısına dair kendilerine ait bir takım inançlarla, istek ve beklentilerle başlar ilişkiye. Çiftler evlilik-aile yaşantısını, gelecekte çocuklarını bu düşünceleri doğrultusunda şekillendirirler. Kişiler kendilerini ne kadar iyi tanır ve evlilikte, aile yaşantısından, karşısındakinden neler beklediğini ne kadar iyi bilirse karşılaştığı sorunların çözümünde ve çocuk yetiştirmede de o kadar başarılı olacaktır.
Mutlu Bir Ebeveyn Olmak başlıklı blog yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Eşler Arası Sağlıklı İletişim Nasıl Kurulur?
Evlilik bir kurumdur ve bu kurumun temel taşları da anne baba ya da diğer deyimle kadın ve erkek olduğuna göre bu kurumun önce sağlıklı bir ilişkiyle başlamış olması beklenir. Bunun ifadesi nedir dersek,
- Koşulsuz destek,
- Taktir ve onay,
- Anlayış,hoş görü,
- Güven ve inanç,
- Sevgi,saygı,
Bu tip temel koşullar oluşmamışsa ya da eksikse, bunlar tamamlanmadan sağlıklı bir iletişimden ve dolayısıyla da sağlıklı bir ilişkiden söz edemeyiz.
Sağlıklı İletişimin Engelleri Nedir?
İlişkiler ve iletişim konusunda yapılan araştırmaların sonuçlarına göre özellikle bize çok tanıdık gelen engeller olduğunu görüyoruz:
- Erkeğin, eşinin gelişimini ve iş yaşamını engellemesi,
- Sürekli otoriter taraf olmak ve kontrol kurmak. Bu, bütün iletişim kanallarının kapanmasına yol açıyor.
- Yaşanılan sıkıntıları ve duyguları dile getirememek, biriktirmek.
- Kıskançlık ve baskıcı davranmak,
- Sürekli müdahaleci olmak, karşı tarafın duygu ve düşüncelerini dikkate almamak.
- Konuşmamak, duyguların ve düşüncelerin ifadesini ertelemek.
- Şikayet ve bir diğeri hakkında diğer insanlarla konuşmak, dedikodu yapmak.
- Bire bir, yüz yüze konuşmayı seçmek yerine araya başkalarını koymak ve başkaları üzerinden iletişim kurmaya çalışmak.
Bizler maalesef evliliği hep iki kişinin tek kişi gibi yaşayacağı ve düşüneceği bir kurum olarak kabul etme eğilimindeyiz. Oysa evlilik bunun tam tersidir. İki kişinin yine iki ayrı kişi olarak bir arada yaşamayı becerebilmesidir.
Kişilerin birbirini bir şeyler için zorlamadığı, temel ilkenin önce birbirine güven ve saygı göstermek olduğu evliliklerde iletişim kanalları da açıktır. Bireylerin samimi ve doğal oldukları, birbirlerine saygılı davrandığı bütün ilişkilerde bu böyledir. Sağlıklı iletişim öncelikle birbirini anlamaya çalışmaktan geçer.
İç Sesinize Takılmayın, Rahatsız Olduğunuz Durumları Eşinize Anlatın.
Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sözlere ve yaptıklarına kafalarını çok takarlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar.
Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek. Eğer evlilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu nedenle kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemlidir.
Sizler için bir çok öneri sıralayabiliriz ancak iletişimin kesin olarak bir kuralı vardır: Konuşmak ve birbirini anlamaya çalışmak. Bunu başarınca diğer her şey mümkün olacaktır. Unutmayın; mutlu çocuk yetiştirmenin en önemli şartı mutlu bir aile, mutlu ailenin şartı mutlu karı kocadır.
Sağlıkla kalın.